Prof. Dr. Macit, “Atatürk, bütün esir milletlere bağımsızlığın ruhunu veren bir liderdir” – GÜNDEM
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, örnek liderliği ve kişiliğiyle tüm Türk dünyası coğrafyasına ilham vermeye devam ediyor. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliği, konumu, karakteri ve liderliğiyle Türk dünyasında bağımsızlık ruhunun ve idealinin örneği olarak anıldığını söyledi. Türk milletinin bağımsızlığa verdiği önemi vurgulayan Prof. Dr. Nadim Macit “1. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarının önemli bir bölümünü kaybetti. Devletin çatısı çöktü, devlet kurumları işlevlerini yitirdi, toplum yenilginin ağır psikolojisi altında yoksullaştı, çeşitli hastalıkların girdabında bitkin düştü. Alınan tedbirler ve çareler sorunu çözmedi. Zamanın egemenliği altında olmak, klasik siyaset dilinde çarkıfeleğe düşmek olarak ifade edilir. Bu şartlar ve koşullar çerçevesinde “kader çarkını durduran” kişi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Gerçekleştirdiği milli mücadele harekâtında, fedakarlık ruhunun geri dönülemez bir yol olduğu ifade edilerek, “Türk milleti köleleştirilecekse ölmesi daha iyidir.” Yeni bir süreç başladı. Kurtuluş Savaşı hareketi, diğer bir deyişle Anadolu Devrimi, uzun süre bu aşılmaz döngüyü tersine çevirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte Türk milletinin bağımsızlığı ve çağın ufku içinde yeniden var olması ideali gerçekleşmiştir. Bu gösteriyor ki, Atatürk sadece bir siyasi aktör, mücadele eden bir insani yardım kuruluşu değil, aynı zamanda devlet kuran ve kurduğu devleti iktidardakilerin, daha doğrusu tüm dünyanın zihinlerine ve zihinlerine kazımış büyük bir şahsiyettir. Ancak Türk dünyası ve İslam coğrafyası işgal altındaydı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük başarısı, tarihi ve kültürel bağımız olan tüm devletlerin zihnine yerleştirdiği bağımsızlık idealidir. İslam coğrafyası bağımsızlık mücadelesinde Atatürk’ü örnek almıştır. Uzun süre Sovyet bloğunun egemenliği altında kalan Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk devletleri, 1990 yılında bloğun dağılmasıyla bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu devletler de Atatürk’ü örnek aldılar. Bu bakımdan Atatürk’ün bütün mazlum milletlerin lideri olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan lideri Ebu’l Feyz Elçi Bey, Türkiye ziyareti sırasında TBMM’de bir konuşma yapmış ve parlamentoda Atatürk’ün asker olduğunu haykırmıştır.”“Dil, tarih ve kültür köprüdür” Türk dünyasının ortak değerleri olan inanç, dil ve kültür birliğini anlatan Prof. Dr. Macit “Ulusal devletin varlığının temel kaynakları olan dil, tarih ve kültür birer köprüdür. Bu nedenle Atatürk, Türk Dil Kurumu’nun kurulması talimatını verdi. Dil bir milletin kimliğidir. İnanç ve tarih birliği, Türk dünyasının yeniden varlığını garanti altına alacak temel direklerdir. Türk milletinin ortak tarihini yaratmak ve ortaya çıkarmak istediği için Türk Tarih Kurumu’nu kurdu. “Tarih bir milletin geçmişten günümüze tecrübesidir” dedi. Atatürk’ün liderlik anlayışına değinen Prof. Dr. Macit, şunları söyledi: “Atatürk sadece Türk dünyasında değil, dünyanın her yerinde önemli bir liderdir. Bir milletin tarihini, kültürünü ve değerlerini bilen, bunları yeniden yorumlayan, konumu ve izlediği politikalarla nasıl hareket etmesi gerektiğini bilen bir eylem adamıdır. O, Anadolu devrimini ileri taşımış, bütün esaret altındaki milletlere bağımsızlık ruhunu vermiş bir liderdir. Bu devrim Türk milletinin yeniden var oluşudur. “Atatürk, çağdaş dünyanın gelişmelerine açık, çağdaş dünyayı gören ve okuyan bir liderdir” dedi.“Türkler için kılıç bağımsızlığın simgesidir” Kurtuluş Savaşı’yla ilgili önemli bir olaya değinen Prof. Dr. Macit, “17 Ocak 1920’de Buhara Hanlığı ve Hive’den Atatürk’e bir Kur’an-ı Kerim ve üç kılıç gönderildi. Bu Kur’an Timur’a ait bir elyazmasıdır. Üç kılıç geleceğin ve zaferin sembolüdür. Kılıç Türkler için çok önemli bir değere sahiptir. Çünkü kılıç bağımsızlığın sembolüdür. Aynı zamanda gücün sembolüdür. Atatürk kılıçlardan birini kendine saklar, diğerini İsmet İnönü’ye verir. Üçüncüsünde ise “Bu kılıcı İzmir’e giren ilk kişiye vereceğim” diyor. O dönemde İzmir işgal altındaydı. Smyrna’ya ilk giren süvari subayı Zabit Şeref Bey’di. Atatürk’ün Türk ülkelerinden getirdiği öğrenciler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Macit, şunları söyledi: “Meclis kararı doğrultusunda Atatürk, Türk dünyasında yaşanan olaylara ilişkin bir rapor hazırlamak üzere milletvekillerinin önemli üyelerini Moskova’ya gönderdi. Afganistan, Azerbaycan, Özbekistan ve benzeri ülkelerden de öğrenciler getirdi. Bu da öğrencilerin ciddi bir eğitim almasını sağladı. “Öğrencilerin bir kısmı ülkelerine döndü, bir kısmı da burada kaldı” diyen Prof. Dr. Macit, şunları söyledi: “Pakistanlı İslam düşünürü Muhammed İkbal, Atatürk’ün devrimlerini anlatırken şu gözlemi yapıyor. “Gerçek şu ki, Müslüman milletler arasında dogmatik uykusundan uyanan ve kişisel bilince ulaşan tek millet Türklerdir. Zihinsel özgürlük hakkını talep eden Türkiye’dir. İdealden gerçeğe giden tek kişi odur. Ve bu değişim kolay olmadı. Türkiye, zihinsel ve ahlaki olarak zorlu bir mücadeleden geçmiş bir ülkedir” dedi. Atatürk’ün çağdaşlaşma misyonu kapsamında Türkiye’de başlattığı çalışmalara değinen Prof. vicdanlı olmak, barıştan yana olmak, çalışarak, değer üreterek egemen güçlere boyun eğmemek. Atatürk’ün dünya görüşünde gerçeklerden ve gerçeklerden kopmamak esastır. Getirdiği miras, yani model, Türk dünyasında takdire şayan görüldü. Atatürk’ün Türk dünyasıyla ilişkisini de bu perspektifte okumak gerekir.” Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–